بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمْ تَخْلُدُونَ ١٢٩

«Ebedî kalacağınızı umarak yer altında su mahzenleri edinir misiniz»?

– Hasan Basri Çantay

وَإِذَا بَطَشْتُم بَطَشْتُمْ جَبَّارِينَ ١٣٠

«Tutub yakaladığınız vakit zorbalar gibi yakalar mısınız»?

– Hasan Basri Çantay

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٣١

«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».

– Hasan Basri Çantay

وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِىٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعْلَمُونَ ١٣٢

«Size bilib durduğunuz şeylerle (nimetlerle) yardım eden»,

– Hasan Basri Çantay

أَمَدَّكُم بِأَنْعَٰمٍ وَبَنِينَ ١٣٣

(133-134) «Size davarlar, oğullar», «Bağlar, ırmaklar ihsan eden (Allahdan) korkun».

– Hasan Basri Çantay

وَجَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ١٣٤

(133-134) «Size davarlar, oğullar», «Bağlar, ırmaklar ihsan eden (Allahdan) korkun».

– Hasan Basri Çantay

إِنِّىٓ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ ١٣٥

«Ben cidden üstünüze (gelecek) büyük bir günün azabından korkuyorum».

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ سَوَآءٌ عَلَيْنَآ أَوَعَظْتَ أَمْ لَمْ تَكُن مِّنَ ٱلْوَٰعِظِينَ ١٣٦

Dediler: «Va'z etsen de, yahud va'z edicilerden olmasan da bize göre birdir».

– Hasan Basri Çantay

إِنْ هَٰذَآ إِلَّا خُلُقُ ٱلْأَوَّلِينَ ١٣٧

«Bu, evvelkilerin aadetinden başka (bir şey) değildir».

– Hasan Basri Çantay

وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ ١٣٨

«Biz azaba uğratılacaklar da değiliz».

– Hasan Basri Çantay

فَكَذَّبُوهُ فَأَهْلَكْنَٰهُمْۗ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ ١٣٩

Hulâsa: Onu yalan saydılar da biz de kendilerini helak etdik. Şübhesiz bunda bir ibret vardır elbet. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu